Çocuk göz hastalıklarında erken tanı ve tedavi temel olarak iki nedenle önemlidir. Birincisi potansiyel olarak hayatı tehdit edebilecek olan durumların tanınması, ikincisi ise körlüğe yol açabilecek olan patolojilerin zamanında belirlenebilmesi. Sistemik hastalıklara ait ipuçlarına gözde kolaylıkla rastlanabilmesi de çocukların göz muayenesini ayrıcalıklı kılmaktadır. Göz hastalıkları uzmanı olmayan bir hekim, yeterli bilgi ve dikkatli bir inceleme ile tanı konulması en zor hastalıkların bile gözdeki semptom ve bulgularını kolaylıkla ayırt edebilir. Bu nedenle, bebeğin gözleri doğduğu andan itibaren sorumlu hekimler tarafından aşağıda özetlenen kriterlere uyarak dikkatle incelenmeli ve şüphede kalınan veya patoloji saptanan durumlarda vakit kaybedilmeden göz hastalıkları uzmanına refere edilmelidir.
Yenidoğanla ilgilenen hekim açısından göz ve çevresindeki malformasyonların tanınması, optik ortamların saydamlığının gösterilmesi, göz hareketlerinin değerlendirilmesi ve prematüre bebeğin yönlendirilebilmesi gerekmektedir. American Academy of Pediatrics ilk basamaktaki her çocuk hekiminin ilk iki ayda pupilladan kırmızı yansıma testini yapmasının zorunlu olduğunu bildirmiştir.
American Academy of Ophthalmology tarafından önerilen okul öncesi yaşta ilk basamak hekimi tarafından uygulanması gereken göz tarama yöntemi geliştirilmiş uyarlaması ile Tablo 1’de özetlenmiştir.
İlk basamak hekimi herhangi bir şüpheli durumda veya belirgin bir patoloji saptadığında hastayı göz hekimine refere etmelidir.
Çocukların temel göz muayenesinde özgeçmiş ve soygeçmiş, prenatal, perinatal ve postnatal öykü, inspeksiyon, görme ölçülmesi, görme alanı tayini, pupilla incelemesi, şaşılık ve göz hareketlerinin değerlendirilmesi, ışık kaynağı ile ön segment, oftalmoskop ile arka segment muayenesi yapılmalıdır. Özelliği olan olgularda ön segmentin biyomikroskop veya büyüteç ile incelenmesi, sikloplejik refraksiyon, göz tansiyonu ölçülmesi, ultrason, gonyoskopi, elektrofizyoloji, fundus floresein anjiografi, kornea ve optik sinir topografisi; ayrıca kornea, retina ve optik sinir liflerinin kalınlık analizi gerekebilir.
Herhangi bir objektif incelemeden önce görme sistemi üç yönden sorgulanmalıdır. Öncelikle; çocuk her bir gözü ile ayrı ayrı iyi görebiliyor mu, örneğin; cisimlere çok yakından bakması, gece ve gündüz görme farkı, etrafındaki cisimlere çarpması gibi. İkinci olarak gözler normal görülüyor mu, örneğin; gözler paralel mi, zaman zaman kayıyor mu, titreme var mı, baş pozisyonunu değiştirerek mi bakıyor, kızarıklık, çapaklanma, ödem, kapakların düzeni, ön segmentin saydamlığı gibi. Son olarak da çocuğun gözlerinden bir şikayeti var mı, örneğin; kaşıntı, ağrı, yanma, yabancı cisim hissi, kuruluk, ışıkta rahatsız olma sorgulanmalıdır.
Yaş grubuna göre soruna yönelik basitleştirilmiş yaklaşım şöyle olmalıdır. Prematüre bebekde prematüre retinopatisi taraması (bkz Bölüm 8); infantta konjenital katarakt (bkz Bölüm 4), konjenital glokom (bkz Bölüm 3), kornea bulanıklığı ve lökokori yapan diğer nedenler (bkz Bölüm 3 ve 4) ve şaşılık (bkz Bölüm 2 ve 11); okul öncesi dönemde ambliyopi (göz tembelliği), refraksiyon kusurları ve şaşılık (bkz Bölüm 2 ve 11); okul döneminde ise refraksiyon kusurları (bkz Bölüm 2) taranmalıdır.
|
© 2022 PROF. DR. E.CUMHUR ŞENER. All Rights Reserved Designed by | OXIT BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ