Gözlerin Sulanması ve Çapaklanması

  • ANA SAYFA
  • Gözlerin Sulanması ve Çapaklanması

Gözün ağrı, görme azlığı ve göz kapağı spazmı olmadan kızarması, sulanması ve çapaklanması genellikle konjonktiva tahrişi veya göz yaşı boşaltım kanalının darlığı veya kapalı olması sonucunda ortaya çıkar.

Konjonktivit

Kon­jonk­ti­vit­ler en­fek­si­yöz, al­ler­jik ve­ya kim­ya­sal ola­rak kar­şı­mı­za çı­kar. Han­gi ne­den­le olur­sa ol­sun göz kü­re­si­ni ve/veya ka­pak­la­rı kap­la­yan kon­jonk­ti­va do­ku­su böl­ge­sel ve­ya yay­gın ola­rak ödem­li ve hi­pe­re­mik­tir. Ba­zı ol­gu­lar­da ka­pak öde­mi ve­ya kor­ne­a tu­tu­lu­mu da tab­lo­ya eş­lik ede­bi­lir. Su­lu, mu­ko­id ve­ya pü­rü­lan ça­pak­lan­ma ti­pik­tir.

Ye­ni­do­ğan kon­jonk­ti­vi­ti (of­tal­miy­a ne­ona­ta­rum) ha­ya­tın ilk bir ayın­da gö­rü­lür. Hi­pe­re­mi, ka­pak­lar­da ha­fif şiş­lik ve akın­tı ile ka­rak­te­ri­ze­dir. Ye­ni­do­ğan dö­ne­min­de kar­şı­mı­za çı­kan kon­jonk­ti­vit­le­rin en sık ne­den­le­ri or­ta­ya çı­kış sı­ra­sı­na gö­re; kim­ya­sal iri­tan­lar, bak­te­ri­ler, kla­mid­ya ve da­ha na­dir ola­rak her­pes simp­leks vi­rüs­tür. Yenidoğan konjonktivitinin tedavisi acilen gerçekleştirilmelidir.

Enfeksiyöz Konjonktivitler

En sık en­fek­si­yöz kon­jonk­ti­vit ne­de­ni vi­ral olup, ade­no­vi­rüs­ler en yay­gın rast­la­nan­dır. Vi­ral ko­jonk­ti­vit­ler ge­nel­lik­le göz ve el te­ma­sı so­nu­cun­da çok hız­lı bir şe­kil­de ya­yı­lır. Kli­nik, bi­re­yin di­ren­ci ve mik­ro­or­ga­niz­ma­nın vi­ru­lan­sı ile çok de­ği­şik­lik gös­te­rir. Ha­fif bir kı­za­rık­lık­tan ka­pak­la­rı aça­ma­ya­cak ka­dar yo­ğun ödem ve ağ­rı­lı im­mü­no­lo­jik kor­ne­a re­ak­si­yo­nu or­ta­ya çı­ka­bi­lir.

Allerjik Konjonktivitler

Al­ler­jik kon­jonk­ti­vi­tin te­mel semp­to­mu ka­şın­tı­dır. Ka­şın­tı ol­ma­yan kon­jonk­ti­vit­te al­ler­ji ta­nı­sın­da dik­kat­li ol­mak ge­re­kir. Akut ve kro­nik se­yir­li ola­bi­lir.

Konjenital Nazolakrimal Sistem Tıkanıklığı

İn­fant­la­rın yak­la­şık %6’sın­da or­ta­ya çı­kan na­zo­lak­ri­mal sis­tem tı­ka­nık­lı­ğı­nın bü­yük kıs­mı ilk bir yaş için­de spon­tan dü­ze­lir. Tı­ka­nık­lık, ka­pak ke­na­rın­da­ki alt ve üst punk­tum­lar­dan baş­la­yıp bu­run­da­ki alt me­atu­sa ge­lin­ce­ye ka­dar na­zo­lak­ri­mal sis­te­min her­han­gi bir ye­rin­de ola­bi­lir. Has­ta­nın te­mel semp­to­mu do­ğu­mu ta­ki­ben ve­ya bir­kaç haf­ta için­de or­ta­ya çı­kan dre­naj az­lı­ğı ne­de­niy­le göz­de su­lan­ma ya­ni epi­fo­ra ve za­man za­man gö­rü­len ça­pak­lan­ma­dır.

6-22 A. Konjenital dakriyostenozlu hastada solda daha fazla olmak üzere bilateral epifora ve zararsız çapaklanma. B. floresein kaybolma zamanı dakriyostenoz nedeniyle sağda uzamış. C. Sol dakriyostenozu olan olguda makrodakriyografide sol gözyaşı kesesinde birikim mevcut, sağda opak madde boşalmış.

Ke­se için­de­ki ba­sın­cı ar­tı­ra­rak tı­ka­nık­lı­ğın aşıl­ma­sı ve bi­ri­ken sek­res­yo­nun bo­şal­tı­la­rak mik­ro­or­ga­niz­ma­la­rın yer­leş­me­si­ni ön­le­mek ama­cıy­la lak­ri­mal ke­se böl­ge­si­ne, ya­ni iç kan­tüs ile bu­run ke­mi­ği ara­sın­da yer alan iç kan­tal li­ga­ma­nın ar­ka­sı­na doğ­ru par­mak ucuy­la ar­dar­da bir­kaç kez ba­sı uy­gu­la­mak ge­re­kir. Bir­kaç uy­gu­la­ma­dan son­ra ço­cuk bu ma­sa­ja alı­şa­cak ve ağ­la­ma­ya­cak­tır. Kon­ta­mi­nas­yo­nu ön­le­mek için bi­ri­ken sek­res­yo­nun te­miz su ile te­miz­len­me­si öne­ri­lir. Bak­te­ri­yel en­fek­si­yon işa­re­ti olan sa­rı-ye­şil ça­pak­lan­ma gö­rül­dü­ğü tak­tir­de to­pi­kal an­ti­bi­yo­tik dam­la ve­ya po­mad­lar kul­la­nı­la­bi­lir. Ke­se böl­ge­sin­de­ki en­fek­si­yon ya­yı­la­rak pre­sep­tal se­lü­lit tab­lo­su­na dö­nü­şe­bi­lir.

Kli­nik göz­lem­de iyi­leş­me gö­rül­me­di­ği tak­tir­de 6-24 ay­da, ide­al ola­rak 12 ay­da, bir göz he­ki­mi ta­ra­fın­dan na­zo­lak­ri­mal sis­te­min me­tal son­da yar­dı­mıy­la açıl­ma­sı öne­ril­me­li­dir. Bu iş­le­min ba­şa­rı­sız kal­dı­ğı na­dir du­rum­lar­da ay­nı iş­lem bir kez da­ha tek­rar­la­na­bi­lir. Tı­ka­nık­lı­ğı ka­na­li­kül se­vi­ye­sin­de olan ve­ya iki ya­şın üze­rin­de­ki ço­cuk­lar­da na­zo­lak­ri­mal ka­nal sis­te­mi­ne si­li­kon tüp ta­kıl­ma­sı ve bu tü­pün yak­la­şık ola­rak 2-6 ay sü­rey­le ye­rin­de bı­ra­kıl­ma­sı ge­re­kir.

Si­li­kon tüp uy­gu­la­ma­sı ile lak­ri­mal dre­naj sis­te­mi­nin ba­lon ka­te­te­ri­zas­yo­nu ben­zer ba­şa­rı dü­ze­yi­ne sa­hip­tir. Lak­ri­mal ke­mi­ğin kı­rıl­dı­ğı dak­ri­yo­sis­to­ri­nos­to­mi ame­li­ya­tı­nın yüz ke­mik­le­ri ge­li­şi­mi ta­mam­lan­dık­tan son­ra ya­pıl­ma­sı ter­cih edi­lir.

6-26 A. Konjenital dakriyosel (mukosel). B-C. Akut dakriyosistit atağı. Sistemik antibiyotik tedavisini takiben cerrahi gereklidir.

Dak­ri­yo­sis­tit

Na­zo­lak­ri­mal sis­tem­de­ki tı­ka­nık­lık­lar akut ve­ya kro­nik ola­rak en­fek­si­yo­na yol aça­bi­lir. Kro­nik dak­ri­yo­sis­tit­te sa­rı-ye­şil pü­rü­lan ve­ya mu­ko­pü­rü­lan sek­res­yon, akut atak­lar­da ke­se böl­ge­sin­de ağ­rı­lı ve kı­za­rık bir şiş­lik olu­şur. Bu böl­ge­ye bas­mak­la punk­tum­lar­dan pü­rü­lan sek­res­yon dı­şa­rı bo­şa­lır.

Akut dak­ri­yo­sis­tit­te yay­ma ve kül­tür so­nu­cu­na gö­re sis­te­mik an­ti­bi­yo­tik ve sı­cak kom­pres uy­gu­lan­ma­lı­dır. Akut atak geç­tik­ten son­ra su­lan­ma ha­len sü­rü­yor­sa na­zo­lak­ri­mal ka­nal­dan bu­ru­na iler­le­ti­le­cek bir me­tal son­da ge­nel­lik­le ye­ter­li açıl­ma­yı sağ­lar. İl­ki ba­şa­rı­lı ol­maz ise ikin­ci kez de­ne­ne­bi­lir. Son­da­la­ma­nın ba­şa­rı­sız ol­ma­sı du­ru­mun­da si­li­kon tüp en­tü­bas­yo­nu ve­ya cer­ra­hi te­da­vi ge­re­ke­bi­lir. Kro­nik dak­ri­yo­sis­tit­te to­pi­kal an­ti­bi­yo­tik kul­la­nı­la­bi­lir an­cak uy­gun za­man­da cer­ra­hi ya­pıl­ma­lı­dır.

Kuru Göz

Te­mel semp­tom göz­de ku­ru­luk his­si ve bat­ma­dır. Özel­lik­le ku­ru ha­va­da, rüz­gar ve­ya kli­ma­ya ma­ruz ka­lın­ca ve bil­gi­sa­yar ek­ra­nı ile ça­lı­şır­ken semp­tom­lar şid­det­le­nir. Göz­de hi­pe­re­mi, ka­pak ara­lı­ğı­na uyan böl­ge­de kor­ne­a ve kon­jonk­ti­va­da lis­sa­mi­ne ye­şil, Ro­se Ben­gal ve­ya flo­re­se­in ile bo­yan­ma, ka­pak ke­na­rın­da göz­ya­şı me­nis­kü­sün­de in­cel­me ve­ya dü­zen­siz­lik ve göz­ya­şın­da flo­re­se­in par­ça­lan­ma za­ma­nın­da kı­sal­ma mev­cut­tur.

Te­da­vi­de et­ke­ne yö­ne­lik yak­la­şı­mın ya­nı­sı­ra ya­pay göz­ya­şı dam­la­la­rı, ka­na­li­kül tı­kaç­la­rı ve to­pi­kal sik­los­po­rin uy­gu­la­na­bi­lir. Ay­rı­ca göz kü­re­si­nin açık­ta kal­ma­sı­nı ön­le­mek için ke­nar­la­rı ka­pa­lı göz­lük­ler ve­ya ka­pak ara­lı­ğı­nı da­ral­ta­cak gi­ri­şim­ler de­ne­ne­bi­lir.

Blefarit

Ka­pak ke­na­rın­da kir­pik ve li­ne­a al­ba ara­sın­da ka­lan Me­ibo­mi­an be­zi ori­fis­le­ri­ni de içi­ne alan böl­ge­nin inf­la­mas­yo­nu­dur. Has­ta­da ka­şın­tı ve ka­pak ke­na­rın­da kı­za­rık­lık­la ken­di­si­ni bel­li eder.