Doğum Travması (Forseps Yaralanması)
Güç doğum hikayesi varlığında düşünülmelidir. Travmaya bağlı olarak Descemet membranındaki vertikal veya oblik yırtıklar korneada stromal ve bazen de epitelyal ödeme sebep olur (Resim 3-7). Genellikle bebekte korneal ödemin yanısıra diğer travma bulguları da mevcuttur. Kornea ödeminin gerilemesi uzun sürerse deprivasyon ambliyopisine yol açabilir. İyileşme sırasında ortaya çıkabilecek yüksek astigmatik kırma kusuru yönünden takip edilmelidir.
Bebeklik Çağında Görülen Kornea Distrofileri
Kornea distrofileri spontan oluşan, çoğunlukla kalıtımsal, bilateral, durağan veya yavaş ilerleyen, inflamasyonun bulunmadığı kornea dejenerasyonlarıdır. Epitel erozyonu yarattıkları taktirde klasik keratit semptom ve bulgularına neden olabilirler.
Kornea distrofileri çoğunlukla ikinci dekadda belirmeye başlarlar. Ancak konjenital herediter endotelyal ve stromal distrofiler yenidoğan döneminde bilateral kornea bulanıklığı ile kendisini gösterirler. Her iki distrofide de normal çaptaki kornealar diffüz olarak ödemli olup, endotel distrofisinde kornea kalınlığı artmıştır (Resim 3-8). Göz içi basıncı normal düzeydedir. Görme rehabilitasyonu açısından erken keratoplasti faydalı olabilir ancak küçük çocuklarda ve özellikle yenidoğan döneminde yapılacak olan keratoplastilerin sonuçları yüz güldürücü değildir.
Posterior polimorf distrofi çok erken yaşlarda görülebilir. Kornea endoteli sümüklü böcek izi şeklinde adeta epitel karakteristiği kazanmıştır. Bu bölgelerde kornea endoteli düzeyinde kümeler halinde veziküler transparan küçük yuvarlak lezyonlar oluşur. İrido-korneo-endotelyal sendromun kornea endotelindeki lezyonlarından ayırt etmek zordur.
İlerleyen Yaşlarda Görülen Kornea Distrofileri
Epitel düzeyinde yer alan kornea distrofileri mikrokistik, Reis-Bückler, Thiel-Behnke ve Meesmann; stromal düzeydekiler latis, maküler, granüler ve Schnyder’in santral kristalin distrofisi; posterior yerleşimliler Fuchs endotelyal ve posterior polimorf distrofilerdir. Ayrıca korneanın incelmesi ile korneada ektazi gelişen distrofiler ise keratokonus, keratoglobus ve pellusid marjinal dejenerasyondur.
Kornea distrofileri arasında erken çocukluk çağında Reis-Bückler ve Meesmann distrofileri tekrarlayan kornea erozyonu nedeniyle batma, sulanma, kızarıklık atakları ile kendisini gösterirken, ikinci dekadda latis, granüler ve maküler distrofiler görme azalması veya nadiren batma şikayeti ile gelebilirler. Posterior polimorf distrofi bebek veya küçük çocuklarda lokalize kornea ödemi ve nadiren iris yapışıklıkları nedeniyle korektopi veya glokomla kendisini gösterir.
Granüler distrofi okul öncesi dönemde korneada Bowman membranı düzeyindeyken genç erişkin döneme doğru kornea stromasının derinine doğru ilerleyen granül görünümünde birbirinden ayrık beyaz opasitelerdir.
Latis distrofisi çocukta korneada ön stromada küçük beyaz noktalar halindeyken erişkin döneminde tipik latis çizgileri oluşur.
Reis-Bückler distrofisinde kornea epiteli altında birbiriyle birleşme eğilimi gösteren opasiteler ve Thiel-Behnke distrofisinde ise bal peteği görünümü tipiktir.
Meesmann’da (juvenil epitel distrofisi) ise kornea epitelinde çok sayıda vezikül dikkati çeker.
Schnyder’in santral kristalin distrofisinde erken çocukluk döneminde başlayan kornea merkezinde stromada disk şeklinde kolesterol ve lipid kristalleri birikerek ileride stromada yaygın bulanıklık yapar.
Maküler distrofiye çocukluk çağında çok nadir rastlanır. Kornea merkezinde ince nebulalar olarak başlayan opasiteler ileri yaşlarda kornea periferine doğru da birleşerek yayılır ve kalınlaşarak kornea yüzeyinde düzensizliklere neden olur.
Keratokonus ikinci dekadda en sık rastlanılan distrofidir (Resim 3-9). Genellikle Down, Turner, Ehlers-Danlos, Marfan sendromlarına, atopi, vernal konjonktivit, aniridi, mavi sklera, retinitis pigmentosa, ektopik lens, Leber’in konjenital amarozisi, osteogenesis imperfekta ve mitral valv prolapsusuna eşlik eder. Klinikte tipik olarak hızlı ilerleyen, irregüler miyopik astigmatizma ile kendisini belli eder. Gaz geçirgen sert kontakt lenslerle hastalığı kontrol altına almak mümkün olabilir. Hastalık ilerleyince korneada Descemet membranındaki çatlaktan stromaya sıvı geçmesi nedeniyle akut lokalize kornea opasitesi gelişebilir (hidrops). İleri olgularda kornea halkası, kollajen “cross-linking” veya kornea nakli gerekebilir.
Korneal Dermoid
Korneal dermoidler içinde fibroadipoz doku bulunduran üzeri keratinize epitel ile kaplı hamartamatöz lezyonlardır. Limbal yerleşimli olup genellikle alt temporal limbal bölgede görülürler. Büyüklükleri 8-10 mm’ye ulaşabilir. İçlerinde saç folikülü, sebase bez ve ter bezleri bulundurabilirler. Goldenhar sendromu ile beraber görülebilirler. Cerrahi olarak eksize edilebilirler. Rezeksiyondan sonra ortaya çıkan doku defektine lameller kornea grefti yerleştirilmesi gerekebilir. Cerrahi sonrası skar dokusuna bağlı olarak gelişebilecek astigmatizma ve ambliyopi yönünden izlenmeleri gerekir
© 2022 PROF. DR. E.CUMHUR ŞENER. All Rights Reserved Designed by | OXIT BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ