Orbita tümörleri ektodermal, mesodermal veya nöral krest orijinli olabilir veya diğer vücut dokularının tümörlerinden orbitaya uzak metastaz görülebilir. İntrakraniyal kavite veya paranazal sinüslerden köken alan tümörlerin orbita duvarındaki kemik defektlerinden orbita içine girmesi söz konusu olabilir.
Orbita tümörlerinin yarattığı semptom ve klinik bulgular tümörün lokalizasyonuna ve büyüklüğüne göre farklılık gösterir. Orbitanın kemik duvarları nedeni ile orbital kavite içinde büyüme genellikle öne doğru olur. Tipik bulgular arasında proptozis, gözün retroplasmanında direnç ve göz hareketlerinde bozukluk mevcuttur. Ekstraoküler adelelerin oluşturduğu koninin içinde yer alan tümörler göz küresinde simetrik olarak öne doğru yer değiştirmeye sebep olurken, koni dışında yerleşik tümörler gözü tümörün bulunduğu bölgenin aksi istikametine iterler. Proptozisin muayenesi en iyi kafaya üstten bakılarak iki gözün karşılaştırılması ile yapılır (Resim 7-25 A, B).
7-25 A-B. Orbita tümörü nedeniyle oluşan sağda proptozis. C. Aplastik anemisi olan hastada kapak ekimozu ve subkonjonktival hemoraji.
Proptozis orbitanın vasküler malformasyonlarına sekonder olarak da ortaya çıkabilir. Bu durumda oskültasyon ile üfürüm duyulabilir. Diğer bulgular arasında görme kaybı, ptozis, optik sinir başında konjesyon, optik atrofi, koroid katlantıları, üfürüm ve pulsasyon yer alabilir. Palpasyonda kitle hissedilebilir. Bir göz kapağının ptotik oluşu diğer tarafın proptotik gibi algılanmasına, globlardan birinin büyük oluşu (konjenital glokom) veya Crouzon sendromundaki gibi sığ orbitaların varlığı yanıltıcı olarak proptozisin düşünülmesine neden olabilir. Orbita tömürlerinin değerlendirilmesinde ultrason, BT ve MR’dan yararlanılmalıdır.
Hemanjiyom
Orbita içinde ve çevresinde en sık görülen tümör kapiller hemanjiyomdur. Genellikle iyi bir kapsülü yoktur ve kapakları tuttuğu taktirde ptozis, refraksiyon kusuru ve derin ambliyopiye yol açabilir. Orbita içindekiler proptozise neden olabilir. Özellikle ağlama sırasında kitlede büyüme ve mavi-mor renk değişimi izlenir. Kapiller hemanjiyom infantil dönemde bir miktar büyüdükten sonra beş yaşa kadar geriler. Orbita dokularını ve optik siniri tehdit eden olgularda sistemik steroid tedavisi kullanılabilir. Kapağa uzanan olgularda ambliyopiye yol açacak kadar büyükse lezyon içine veya sistemik olarak kortikosteroid kullanılmalıdır.
Lenfanjiyom
Lenfanjiyom ince duvarlı vasküler yapılardan oluşur, orbita ve kapakları etkiler. Proptosis, ptozis ve şaşılık ile karşımıza çıkabilir. Uzantısı ağız içinde sert ve yumuşak damağı da ilgilendirebilir. Lezyon üst solunum yolu enfeksiyonları ile büyüyebilir ve içine kanayabilir. Kendiliğinden regresyon göstermez, radyoterapi ve steroid tedavisine dirençlidir. Total eksizyonu çok zordur. Cerrahi sonuçları çok yüz güldürücü değildir.
Dermoid Kist
Dermoid kistler fetal kleftin kapanma yerlerindeki primitif ektodermden kaynaklanır. Kist içinde bağ dokusu, sebase bezler ve kıl folikülleri görülebilir. Orbitadaki dermoid kistler genellikle üst temporal kadranda kemik sütürlerin kapanma bölgelerinde yer alır. Sert, iyi sınırlı ve hareketlidir. Bazen sadece kapak bölgesinde yer aldığı düşünülen dermoid kist orbita apeksine kadar uzanabilir. Radyografik incelemede kemikte kiste bağlı erozyon izlenebilir. Eksize edilerek tedavi edilir. Kist travma sonucu veya cerrahi sırasında rüptüre olursa inflamatuar reaksiyona neden olabilir.
Orbitada İdiyopatik İnflamatuar Psödotümör
Orbita psödotümörü orbitada tümöre benzeyen bulgusu olan inflamatuar bir reaksiyondur. Orbita inflamasyonu ile seyreden klinik tablonun ayırıcı tanısında pek çok hastalık bulunmakta, psödotümörün kesin tanısı için histopatoloji gerekmektedir. Akut tipinde ağrı, ödem ve kızarıklık ön plandayken kronik formunda kitle etkisi ve kemik erozyonu daha ağırlık kazanır (Resim 7-26). Orbitadaki inflamasyon herhangi bir doku bölgesini tutabilir. Çocuklarda en sık ön orbitada sınırlı veya yaygın olarak izlenirken, miyozit (ekstraoküler kas gövdesi ve tendonunun birlikte tutulmuş olması Graves hastalığından ayrılmasında önemlidir) ve dakriyoadenite de rastlanabilir (Resim 7-27).
7-26 Lignöz konjonktivit nedeniyle bebekliğinden beri takip edilen dört yaşındaki erkek olguda sol gözde akut gelişen psödotümör orbita. Hastaya 2 yaşında komplike katarakt nedeniyle sol göz içi lens implantasyonu yapılmış. Hastanın sağ pansinüziti sol tarafındaki psödotümörü izah edemiyor. Sinüzit tedavisi ve eş zamanlı intravenöz yüksek doz metilprednizolon ve oral kortikosteroid tedavisi ile üç hafta içinde psödotümör iyileşti.
Akut ön orbita tutulumunda proptozis, ödem, ağrı, kızarıklık ve görme azalması vardır. Ultrasonda sklera ve koroidin kalınlaştığı, optik sinir etrafında Tenon boşluğunun belirginleşerek optik sinirin göz küresinden çıktığı bölgede akustik olarak boş olan “T-işareti” meydana geldiği görülür.
Yaygın ön orbita tutulumunda tablo daha şiddetli olup göz hareketleri kısıtlanabilir, ön üveit, seröz retina dekolmanı veya optik nöropatiye bağlı olarak görme azalabilir.
Ayırıcı tanıda orbitada inflamasyon yapan diğer özgül sebepler yer alır; orbita selüliti, sklerit, sarkoidoz, Wegener granülomatözu, rabdomiyosarkom, lösemik infiltrasyon, nöroblastom, lenfanjiyom içine kanama, dermoid rüptürü ve Ewing sarkomu.
Tedavide non-steroidal anti-inflamatuar ile yanıt alınamazsa 3 gün yüksek doz intravenöz metil prednizolon ve takiben 1-1.5 mg/kg/gün oral steroid gerekir. Klinik düzelme birkaç günde belli olmalıdır, daha sonra doz kliniğe paralel olarak giderek azaltılır. Steroide cevap alınamayan olgulara biyopsi ile tanı kesinleştirildikten sonra düşük doz radyoterapi uygulanabilir.
Rabdomiyosarkom
On yaşından daha küçük çocuklarda en sık malign orbita tümörüdür, mezenşimden köken alır. Histolojik olarak en sık embriyoner tipine rastlanırken en malign tipi alveolerdir. En sık orbita üst ve üst nazal kadranında yer alır. Tümör lokal invazyonla kemik harabiyeti yaparak sinüslere ve kraniyumun içine ilerleyebilir, hematojen olarak kemik ve akciğere yayılır.
Klinikte genellikle akut ve subakut olarak proptozis ve kapak tutulumu ile kendini gösterir. Akut gelişen olgunun kliniğe başvuruşunda yakın zamanda şüpheli travma öyküsü bile bulunabilir. Orbital selülitin ısı artışı ve ağrısı bunda yoktur. Dört yaşından önce çok nadir olup bu yaş grubunda kapiller hemanjiyom, orbita selüliti, metastatik nöroblastom, lösemi ve sarkom daha sıktır.
Tedavide önce kemoterapi ile kitlenin küçültülmesi sonra cerrahi ve ardından radyoterapi uygulanması önerilir. Buna karşılık önce cerrahi ve radyoterapi ardından 2 sene kemoterapi önerilen protokolde mevcuttur (Resim 7-28).
7-28 Sağ orbitadan köken alan rabdomiyosarkom olgusu
© 2022 PROF. DR. E.CUMHUR ŞENER. All Rights Reserved Designed by | OXIT BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ